İş-güç
Şu an ki konumuma baktığımda, eskiye nazaran çok daha tutsak bir hayat sürdürdüğümü farkettim. Bu fikrimin en büyük destekçisi, bir iş sahibi olmam. Halk arasında iş-güç sahibi, eli ekmek tutan vs. gibi yüceltici sıfatlarla tanımlandırılan bu durum aslında öyle dışarıdan bakıldığı gibi değil. Çalışmaya başladığınızda önce işiniz oluveriyorsunuz. Tecrübe kazanmak için çalışma saatlerinizi fazla tutuyorsunuz ya da tutulmasına izin veriyorsunuz. Artık daha az dışarı çıkıyorsunuz yada yorgun oluyorsunuz. Planlarınızı hep işinize göre yapıyorsunuz. Tatile işinizin izin verdiği ölçüde gidebiliyorsunuz. Hayatımızda ilk sıradaki eylem halini alan işimiz bazı durumlarda kimliğimizden önce geliyor. Mesleğinizle karşılanıp onla yargılanıyorsunuz. Ciğeri beş para etmeyen adamlarla muhattab oluyorsunuz. Daha da kötüsü onlarla çalışmak zorunda kalıp , salaklıklarına katlanıyorsunuz. En kötüsü ise ciğersiz insanlara iş yapmak zorunda kalmak.Sinir sistemimizi bozup , stresin eline düşüyoruz. Hayatımızı kendi ellerimizle kısaltıyoruz.
İş yaşantıma ilk başladığım zamanlar bir telaş , bir çaba içerisindeydim. İnsanları , sektörü ve işi tanıma çabası. Yaptığım işin stresini çok yoğun bir şekilde yaşıyordum. Kabuslar görüyor, uykumda bile aklımdan çıkartamıyordum. Şimdi düşünüyorum da o zamanlar çok toymuşum. Kafamda bu konuyla ilgili gerçek ise, işin benim hayatımdan sonra geldiği. Sıkıntıların sadece bana zarar verdiği. Çalınan ömrün benimkinden olduğu. Bozulan sağlığın benim ki olduğu. Yaşanması engellenen hayatın benim ki olduğu. İlginç olan ise bunları para için yapmamız...
(Fiziksel ve ruhsal açıdan yıpratılmış bir şekilde dönmüş olduğum iş seyahatinden hemen sonra, evde hasta hasta yatarken aklıma gelen bir düşünce üzerine yazıldı.)
9 yorum:
Selam dostum,
Öncelikle hoşgeldin diyor ve Güzel İzmir'imizin senin kendini toparlamanda elinden geleni göstermesini diliyorum.
maalesef ben de iş hayatımın başlarındayken hep aynı hataları yaptım.Tecrübe edinme aşamasında, patronun gözüne girebilme endişesini taşıyarak çalıştım.Ama iş hayatında 7-8 yılı geride bırakınca, olgunlaştım, bunun hata olduğunu anladım ve artık yaşamak için çalışıyorum, çalışmak için yaşamıyorum.
Gerçekten kazmalarla çalışmak çok zor. Neyseki gelip geçici bir zamanda olmuş. Devamlı onlarla çalışmak zorunda değilsin.Kolaylıklar diliyorum
sevgiler, aslı..
saol aslı,hoşbulduk.hala kızgınlığım üzerimde.beni yıprattılar hakkaten.ama şimdi iyiyim.tecrübe bile bazen yeterli olmuyor.
millet iş bulabilmek için kendini paralıo,şunun söylediğine bak.hep şikayet şikayet!!!
bulmuşsun bunama bari:D
çalışmayana ekmek yok kardeşim bu işler bööle!!!
aslında haklısın.bizde iş bulmadan önce "ne iş olsa yaparız abi" modundaydık.ulan nası iş bulcaz diye titriyoduk.ama bazen azıtıyo bu müşteri milleti.
sen henüz çalışmıyorsun anladığım kadarınla.bi işe gir ne dediğimi daha iyi anlayacaksın:)
söyleyene bak.beraber olmak istemediğin kişilerle çalışmak istemiyodun madem, neden zamanında bıraktın bizi mertcim:))
psikopat olamazsın sen ben seni tanırım:)
Aslında hepimiz aynıyız iş konusunda..Eskilere dönersek ne kadar acemi ve toy olduğumuzu görmekteyiz...şimdi ise kendimizi koruyacak ve ya savunacak kadar yükselmişiz...Bu da bize verilen sorumluklar sayesinde...
aynı sorumluluklar sonumuzu hazırlıyor gamzeli.kendini biryere kadar koruyabiliyorsun.müşteri haklı çıkıyor.3. şahıslarla muhattab olunan işler en zorları bence
Doğru söylüyorsun...Ama bir yandan da iyi oluyor...çalışmanın ne demek olduğunu biliyorsun paranın nasıl kazanıldığını öğreniyorsun...En önemlisi hayatı öğreniyorsun...
evet hayatı öğrenmek adına çok büyük etkisi var.
Yorum Gönder