
Çocukken çok sık işittiğim söz yaramazlık yapma idi. Kelime anlamıyla yaramazlık , herhangi bir faydası olmamak anlamına gelirken, bence çok keyifli bir eylemdir. O çağlardaki hareketliliğimin sebebini tam bilemiyorum. Ama kendiliğinden oluştuğunun farkında değildim. Delice akan bir ırmağın sularına kapılıp gidiyordum. Bazen hareketlerimin sonuçları benim aleyhimde gerçekleşiyordu. Ama bir süre durgunlaşır sonra tekrar coşardım. Zaten yara izlerimin hepsi çocukluktan kalma bir anılardır. Baktığım zaman o an da yaşadığım korku ve acıyı hatırlarım.(Nası olduklarını hatırladıklarım en azından)
Yaramazlıklarım genelde annemin müdahalesiyle sona ererdi. Kaç sefer evin önünde oynamayı bırakıp, o zaman oturduğumuz eve yakın olan Haliç' e kaçardık. Haliç , Bizansın altınlarıyla dolu olduğu söylentilerinden ötürü Altın boynuz olarak anılırdı ve ben çocukken de zamanın belediye başkanı Bedrettin Dalan' ın iddia ettiği gibi henüz mavi olamamıştı. Parkta oynarken uzaktan gelen tehlikeyi sezerek annemin geldiğini görür, nemrut bakışları eşliğinde eve doğru yol alırdım. 5 metre önünde ve sürekli gelecek atakları kontrol ederek. Gerçek yaramazlıklarıma gelelim. Karateye olan ilgimden ötürü mahalledeki diğer çocuklar üzerinde karate çalışmalarım olmuştur. Bir tanesinin karnına, atarsın atamazsın iddialaşmasından sonra yumruğu koyup ardıma bakmadan kaçmıştım. Akşam çocuğun annesi büyük bir çıngar çıkartmıştı. meğersem çocuk bayılmış:) Bir başka çocuğa koşarken nası aklıma estiyse uçan tekme atmıştım, tamda suratının ortasına. Cam kırmalar, top patlatmalar, tartaklamalar gibi şeylerde mevcut. En ilginç olanı kaybolma hikayem. Ortalıklarda olmadığım bir gün annem gidebileceğim her yeri aramış, sormuş ama sonuç alamamıştı. Tam çıldırmak üzereyken evin karşısındaki boş arsaya bakmak aklına gelmiş. Arsaya girdiğinde beni yavru bir kediyi kucaklamış bir şekilde uyurken bulmuş:)
Kendime zarar verdiğim yaramazlıklar ise sayısız o yüzden hiç girmemek en iyisi. Ama fikir sahibi olmak açısından 2 örnek vereyim. Su kuyusuna düşme ve bir de kaynar suyla haşlanma vukuatlarım var. Yeterli olur sanırım. Ama hala tek parçayım. Çocukları küçükken kazalardan koruyan bir melek olduğunu düşünüyorum. Onca kazadan sağlam çıkmamı başka bir şekilde açıklayamıyorum çünkü. Koruyucu meleğime çok teşekkür ediyorum. Keşke büyüyünce de bir melek tarafından korunsak:)
12 yorum:
Bencede öyle...Ne bulurlarsa tabanca tüfek yaparlar...Bende de bir kardeş var aynen öyle yaramaz...Eee ablaları nazını çekiyor yaa ondan :)
Ama o benim gözümün nuru canım kardeşim benim... seni çok seviyorum bitanem...
mert,oyuncak tabancam vardı.dışın dışın yapardık:)ama sıkıldım sonra ondan.
gamzeli,seninkinin de maşallahı varmış.benimde kardeşim var bitane ama benden 2 yaş küçük idi.o yüzden küçükken nazını çekemedik.büyüyünce nazını çekmeye başladık:)ama uzakta benim kardeşim:(
burda bi kardeş bizmiyiz:)
merak etmeyin kardeşlerde abilerin nazını çekiyo:D
benim bilader de uzakta mesafe önemsiz...
biz bölede mutluyus:D
koruyucu meleğin herzaman var ama göremiyorsun veya bakacağın yeri bilmiyorsun:D
son bişi yaramazlık ölmezz...
he hehe he
malkowum, büyüdük ama yaramazlıktan vazgeçtiğimi söylemedim:)abilik daha ulvi bir görevdir.o yüzden sen konuşamazsın:)
koruyucu meleğim için nereye bakacağımı bi ara söylersen sevinirim:)
benim kardeşim benden baya küçük 7. sınıfta ama bizim altımızdan girip üstümüzden çıkıp nazını çektiriyor :)
İnşallah sende kardeşine en kısa zaman da kavuşursun Xman :(
teşekkürler gamzeli.gelsede nazını çeksek keşke:)
kardeşim istanbulda örtmen.gelmesine daha zaman var:(
ben de çok yaramaz bir çocuktum. Tüftüfüm bile vardı:))Az çekmedi benden anacığım. Kadının yüreği hep ağzındaydı ben sokaktan içeri gelene kadar. Ben vukuatlarımı hiç saymayayım, anlatmakla bitmez çünkü. İnsan büyüse de içinde biryerlerde o fırlamalık saklanıyor..sevgiler aslı..
hiç belli etmiyosun aslı.benim bir teorim var.küçükken çok yaramaz çocuklar büyüyünce daha durgun, efendi oluyolar:))küçükken yeterince yapmış oluyolar belki ondan:)
evet x-man, benim çocukluğumu bilenler tanıyamıyor bu sen olamazsın diyorlar. Bu arada efediyiz ha, teşekkürler görüşlerin için
sevgiler..
öyleyiz aslı.efendi kişileriz:)
Aa az kalmış zaten şurda...gözünü kpat aç yanında....
Hakkaten.yaz tatilini unutmuşum:)
Yorum Gönder