01 Mart 2006

Öykü


Mert, arkadaşlarıyla geldiği plajda güneşlenmekten sıkılmış, 3 aydır hayalini kurduğu mavi sonsuzluğun kollarına kendini atmıştı. Yoğun iş hayatı tatile hasret bırakmıştı Mert i. Önce serin suya vücudunu alıştırdı, sonra kendini birden denizin kucağına bıraktı. Biraz açıldı , denizle başbaşa kalacağı biryere yüzdü. O uçsuz bucaksız denizin içinde kendini olmadığı kadar huzurlu hissediyordu. Bedenini suyun üstünde yatay hale getirdi ve kulağını denizi neşeli melodisiyle doldurarak gözlerini kapadı.

Gözlerini açtığında en son olduğu yerde olmadığını farketti. Etrafta aydınlık değildi. Ama hava güneşli değil miydi az önce? Güneş ışınları başının üstünden ok gibi derinliklere doğru fırladığında , denizin yüzeyinde olmadığını farketti. Dehşetle irkildi bir an ama bir sorun yoktu sanki. Etraf kabarcıklarla dolmaya başladı yavaş yavaş. Oraya nasıl geldiğini bilmiyordu. Ama bildiği tek şey boğulmak istemediğiydi. Fakat bir gariplik vardı. Nefes alabiliyor gibiydi. Biraz bekledi ve nefessiz kalmadığının farkına vardı. Tamda o sıra hava kabarcıklarıyla doldu etraf. Ve gitgide daha da aydınlandı denizin dibi. Artık tek başına değildi. Çeşit çeşit ve renk renk balıkla doldu çevresi, kalabalıklaşıyorlardı. Kabarcıklar azaldı daha net görüyordu artık. Etrafında daireler oluşturuyorlardı. En altta deniz atları, üstünde çizgili ve envai çeşit renge sahip tropikal balıklar onun üstünde kılıç balıkları en üstte yunuslar vardı. İrili ufaklı başka balıklarda katıldı bu şenliğe . Tam bir panayır yerine dönmüştü ortalık. Gözlerine inanamıyordu. Sanki denizin altında bir festivale katılmıştı. Bu esnada hareketlilik azaldı ve artık daha da aydınlanmıştı deniz. Önündeki canlılar çekilmeye başladılar. Sanki önemli bir şahsın yolunu açıyorlardı.

Uzaktan bir parlaklık gördü. Yaklaştığında büyükçe bir balık olduğunu düşünmeye başladı. Daha da yaklaştığında gelenin, her bir teli ayrı parlayan altın rengi saçlarıyla, denizin masmavi kalbinin rengini aldığı gözleriyle bir deniz kızı olduğunu gördü. Kuyruğu sıra sıra renkli taşlarla diziliydi ve göz alıcıydı. Eşşiz güzelliğe sahip bu deniz kızını gördüğünde acaba gerçek mi bu olanlar diye düşündü. Deniz kızının ona yaklaşmasıyla bu düşüncesi silindi. Giderek yaklaştı, yaklaştı ve elini uzattı. Elini tuttu Mert. Deniz kızı Mert in gözlerinin içine baktı, yaklaştı ve gözlerini kapadı. Başını genç adamın başına daha yaklaştırdı ve dudağına bir öpücük kondurdu. Dudağı öpücüğün sıcaklığıyla eridi genç adamın. Kalbi deli gibi atmaya başladı ve etrafındaki balıklar çıldırırcasına dansetmeye başladı. Tüm deniz halkı eğlencenin doruk noktasına ulaşmaya çalışıyordu. Denizin dibinde mükemmel bir eğlence vardı insanoğlunun hayal edemeyeceği güzellikteydi. Deniz kızı geri çekildi ve uzaklaşmaya başladı. Gitmesini istemiyordu Mert. Bırakmak istemedi ve elini uzattı. Ona erişmeye çalışıyordu. Ellerinin arasından kayıp gidiyordu. Birden tekrar kabarcıklarla doldu etraf. Etrafta kararıyordu aynı zamanda, deniz canlılarıda yavaş yavaş kayboluyordu. İyice karardı etraf.Daha da karardı.Kapkaranlık oldu.

Mert içinde bir acı hissetti. Tam göğsünde bir acı. Oradan boğazına doğru çıktı. Sonra ağzında acımtırak bir tat oluştu. Öksürerek ciğerlerindeki denizi kusuyordu. Bir süre sonra yüzünde kumları hissetti. Plajda yatıyordu. Kulağıda duymaya başladığında "Mert uyan,Mert ,Meeert" seslerini işitti. Kendine gelir gibi oldu ama vücudunda takat yoktu. Arkadaşları onu yerden kaldırıp şezlonglarının yanına götürdü. ve yatırdı. Etrafında kişi sayısı azaldı. Meraklı kalabalık dağılmıştı."Mert iyimisin kanka cevap ver" dedi arkadaşı. Mert, "iyiyim.Bana ne oldu?" diyebildi. Arkadaşı "kanka çok korktuk az daha boğuluyordun dedi.çok açılmışsın.eğer bu bayan oralarda olmasaydı.." dedi, gerisini getiremedi.Mert gerçeği algıladı o an. Düşünün garipliğinin nedenini de anladı. Kıza doğru kafasını çevirdi. Buğday sarısı saçlarıyla , okyanus rengi gözleriyle , sıcak bir şekilde gülümseyen kızı gördü."nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum.hayatımı kurtardınız" diyebildi güç bela."Teşekküre gerek yok.Siz iyisiniz ya" dedi gülümseyerek.Mert, sadece başını sallayabilecek gücü buldu."dinlenin şimdi kendinize gelince görüşürüz" dedi ve ayrıldı.Mert elini uzatmak istedi , gitmesini istemiyordu ama gitti. Mert in arkadaşı, "kanka, bu kızın hayatımı kurtaracağını bilsem ben de boğulurdum:)" dedi."Çok şanslısın sana suni teneffüs yaptı ama sen baygındın ,hiçbişey anlamadın:)" diye ekledi.Mert in yorgun ve mor yüzüne, mavi bir gülümseme yayıldı...

9 yorum:

Adsız dedi ki...

Sürükleyici bir hikaye olmuş, sonunu merak ederek okudum. Ellerine sağlık.
aslı..

XMAN dedi ki...

saol aslı.arada böyle hikayeler geliyo aklıma.senarist kimliğim öne çıkıyo:) teşekkürler

Gamzeli dedi ki...

X-man gerçekten güzel bir hikaye olmuş...Hiç sıkılmadan okuyabildim , okurken kafamda da canlandırdım :)

XMAN dedi ki...

gamzeli, beğendiğine sevindim.bende yazarken kafamda canlandırmıştım:)

Gamzeli dedi ki...

Çok güzel... :)) sizi ebeledim ...Buyurun blogumdaki sorularımı blogunuzda cevaplayınız :)

XMAN dedi ki...

hay allah.hazırlıksız yakalandım:) hazırlıyorum

Kuntin dedi ki...

eline sağlık:)
ne diyeyim sürükleyici ve eylenceli olmuş sonuna kadar merakla okuduğum bi hikaye olmuş:)
sefgiler...

XMAN dedi ki...

teşekkürler malkowum:)

XMAN dedi ki...

mutlu haberlerini bekliyoruz mert:)