
Her zamanki sıradan karanlığın içinde el yordamıyla yatağını buldu , sıradan ve azap verici yumuşaklığın kollarına kendini saldı. Günün en sevmediği zamanında, bilerek ve mecburiyetten yorgun vücudunu yatağa teslim etti. Ayak direye direye, sürüklenircesine geldi o kumaş, pamuk ve demir kargaşasına. Gecelik mezarının kumaştan toprağını üstüne çekti. Gözlerini kapatmak istemiyordu. O dipsiz ve derin karanlığın içine bari bu gece düşmek istemiyordu. Ama çabası yetersiz kaldı. Gözleri anlayamadığı ve kaynağı belirsiz bir gücün etkisinde ağır ağır kapandı. Karşı koyamayacağını bilerek, çaresizliğini bilerek akışın içerisine saldı bilincini ve kayboldu karanlıkta.
Işıksız, havasız, kapalı ve çıkışsız bir karanlığın içinde zaman kavramında bağımsız bir oraya bir buraya dolandı durdu. Ne bir çıkış bulabildi ne bir ışık hüzmesi gözünü aldı. Karanlıktan kaçtıkça üzerine geldi gölgeler. Yaşadığı azap giderek yaşam sevincini tüketiyordu. Tüm bunlara son vermek istercesine, tüm hücrelerinde hissettiği çaresizlik ve acıyı durmak istercesine, biri yardım eder sesini duyar ümidiyle haykırmaya çalıştı. Sesi boğazında tıkandı, kafasının içindeki boşlukta yankılandı. Tüm çabaları çaresiz kaldı, kendi ümitsizliğinin gerçekliği içinde korkularının çığlığında sağır olmak üzereyken uykudan uyandı.
Bu rüya görmeden , karanlık içinde geçirdiği kaçıncı gündü onu bile hatırlamıyordu. Belki haftalar , aylar hatta yıllar bile geçmiş olabilirdi. Karanlıkta geçirdiği her saniye zaman mefhumunu yitirmesini sağlamıştı."Ne kadar sürecek bu karanlık.Allahım neden rüya göremiyorum? Ne oldu onlara?" En çok başvurduğu soru cümlesi iken , en cevapsız sorularıydı aynı zamanda. Sokağa çıktı. Yolda yürürken gözleri bir perdenin arkasından bakar gibiydi. Umarsızca etrafı görmeye anlamaya çalışan birinin çabası belli ediyordu kendini. Yanından geçtiği mutlu çiftin ışıltısı gözünde yansımadı. Pembe yanaklı, güzel kızın samimi gülümsemesini göremedi. Sevdiği adama olan sevgisi ona ulaşamadı. Elindeki pamuk helvasını kimseye aldırmadan yiyen çocuğun sevincini hissedemedi. Yaşadığı mutluluk ona gelemedi, etrafındaki görünmez duvardan geçemedi. Hayata dair tüm güzel duyguları engelleyen duvarının içinde, oyuna alınmayan bir çocuk hüznü içinde etrafına baktı. "Beni de alın" demek istedi. Diyemedi.
Evindeydi ve onu bekleyen tek cisme doğru yaklaştı. Cenaze merasimindeymiş gibi bir duyarlılıkla ve ciddiyetle, karanlığa giriş kapısı olan yatağına uzandı. İçinde tekrar filizlenmesini istediğini duyguların hayaliyle tavanı seyretti. Bir daha göremeyecekmiş gibi bir düşünceyle vücudu yanmaya başladı. Uzaklaşan trendeki sevdiğine el sallar gibi baktı ve bir damla yaş gözünden yastığına kadar süzüldü. Damla yastığa ulaşmadan, kaynağı belli olmayan güce teslim oldu gözleri. Açılmamacasına gözyaşıyla mühürlendi hayata açılan umut kapıları.
Bilindik bir acıyla karşıladı karanlık onu. Sonsuzluğu içerisinde tekrar hapsetti. En sefil duyguları gönderdi ona , elindeki en iyi askerlerle saldırdı tekrar ve tekrar. Yeniden o azap duygusunu olabildiğine gerçek, olabildiğine ağır , olabildiğine acı bir şekilde bir şekilde hissetti bedeninin her santimetrekaresinde. Kurtulmak istedi. Şimdiye kadar istemediği kadar istedi. Tüm sesler kısılmaya başladı yavaştan. Bedenini bir serinlik kaplıyordu, akşam yeline karşı balkonda otururken hissettiği bir serinlikti. Hatırlıyordu artık. Ruhunu ferahlatan güzel duygular bir heyecanla aklına doluyordu. Çukulatasını yiyen bir çocuğun sevincini hatırladı önce. Yüzünde çoşkulu gülümsemeyi hatırladı. Sonra sevgilinin yüzündeki aşkı hatırladı. Parıltısı gözlerinde ışıldadı ve sevgiyi yüreğinin derinliklerinde hissetti. Sevgiyi hatırladı, mutluluğu hatırladı, aşkı hatırladı, umudu hatırladı. Karanlığın etkisi giderek azaldı ve kara bir çarşaf yırtılırcasına dağılıverdi gözlerinin önünde. Bedeni artan bir ferahlamanın etkisiyle bir tüy gibi hafifledi. Işık giderek daha fazla gözlerini alıyordu. Giderek hafifliyor ve ferahlıyordu düşlerini yeniden elde etmenin coşkusuyla. Daha önce görmediği kadar zengin , içini ısıtan, sevinç taşan rüyalar gördü. Birer birer geçti önünden rüyaları, onu selamlayarak, onca zamanın acısını çıkartarak. Işığın parıltısı arttı, bedeni hafifledi, ruhu serbest kaldı. Işık hertarafı aldı en sonunda..
Sabah soğuk bir yatakta , gülümseyişini , kaybettiği çok kıymetli birşeyi bulan birinin mutluğuyla, yüzünde tutan bir adam buldular. Gözleri kapalı ve bir daha açılmayacak bir adam. Mutlu bir adam. Rüya gören bir adam...
16 yorum:
Çok güzelmiş bu yaaa :)
Tüylerim diken diken oldu....
Güzel yazmışsın..
Sen dile getirmemişsin bende getirmiyeyim ama bu kadar güzel mi anlatılır..?
Aklima kötü seneryolar pek getirmem ama beni bu yazınla düşündürdün,acaba cenazem nasıl olur düşüncesi geldi aklıma. Eşim dostum, ne kadarı gelir, nasıl beni uğurlarlar. Allah gecinden versin tabi:)Etkileyici bir öykü olmuş. Başarılarının devamını dilerim. sevgiler, aslı.
gamzeli ,teşekkür ederim.
malkow,saol aklımdan geçenleri yazdım işte.
aslı,o dediğin şeyi bende önceden düşündüm.bende merak ediyorum şahsen.teşekkür ederim.bende sana başarılar diliyorum:)
Bir de ben gorebilsem guzel ruyalar..aslinda ruyalarin icinde olsam:) aklima geldi de, senin bu son yazdigin post ile arka plan muzigi cok uyuyor.
sen sakın rüyalarını kaybetme...
tugce bazen öyle rüyalar görürüz ki, uyanmak istemeyiz. hatta uykuda olduğumuzun bile farkında olmayız. o gerçekliği yaşıyoruzdur ve o an rüyaların içindesindir:)arka plan müziği seçimimde iyi karar verdiğimi daha iyi anladım:)
julyet beğenmene sevindim:)
dilek hoşgeldin öncelikle.rüyalarını kaybeden adam olmak istemem.kimse rüyalarından mahrum kalmasın:)
Hayatı boyunca gördüğü rüyalardan (bilimsel olarak her gün binlerce rüya görüyormuşuz araştırmış birileri ) hatırladıklar bir elin parmaklarında fazla olmayan ben kendimi düşlere bıraktım yarı uyanık halde gerçekleşmesini dilediğim yada hiç olmayan serüvenlerin tadını bekledim uyku mahmurluğundan. Gülümsediğimi hatırlamıyorum ama gözyaşıda dökmedim. Son rüyamın anısı kalır belki bende de artık uyanamayacağım bir uykuya dalmışsam. Yada sessizce ölür giderim kim olduğumu bile hatırlamadan.
SON 2 POST FOTOLARI SUPER
bulsara,günlük rüya sayımız çok daha az.ve çarçabuk unutuluyor.ama çocukken gördüğüm bazı rüyalar bile hatırımda.zihnimde duruyor çocukluğum gibi tertemiz ve masum.en mutlu rüyalarım zihnimdeki hazine sandığında saklı.Güldüğümde olmuştur ağladığımda.gün gelirde son uykuya yattığımda benden bir gülücük kalsın hayata, bana da mutlu bir rüya,mutlu hayatın rüyası.
vintage,teşekkürler:)
rüya görmek için uyumak gerekir..
uyuyabilen adam huzurludur..
huzurlu adam yaşıyor demektir..
ben suan yaşamıorum!!!
tarkan
babalar günün kutlu olsun
sevgili lucy,uyumak için huzur mecburi değil,
kaldı ki her uyuyanda rüya görmüyor.sen gene ölüler alemine geçmişsin:)
umarcım,maşallah sen önemli günleri unutmuyorsun.teşekkürler seninde babalar gününü kutlu olsun.ha bu arada adım tarkan değil.geçen biri daha tarkan demişti.kim bu tarkan merak ettim şimdi.
hoşgeldin peace.teşekkür ederim.kendi tarzımda birşeyler yapmak istedim.adım tarkan değil:)aslında gizlemekde diyemeyiz.senin aracılığıyla bir açıklama yapmış olayım.ismimi bazı yazılarımda yazdım.bazı arkadaşlarım yorum yaparkende adımı söylediler.zaten mail adresimde adım yazıyor.o kadar da gizli diyemeyiz.
xman, he-man e çok benziyor.ama tam olarak ifade ettiği o değil.seninde dediğin gibi gizlilik, bilinmeyeni ifade ediyor.blogum ise gerçeğin peşinde adını taşıyor.ince bir ironi var.Ben gerçeğin peşindeyken x bilinmeyeni ifade ediyor.Bilinmeyenin peşinde olduğumunda biraz tersden açıklaması.kendimi biraz gizli tutuyorum. ama bilmek isteyen olursa da ipuçları var etrafta.biraz çaba gösteren benle ilgili bilgi sahibi olabilir.bu birazda başka gerçeğin peşindekiler için ufak bir test gibi.ismimi gizlememle ilgili olarak, ufak bir inceleme ,araştırma sonucu kolayca ulaşılabilen bir bilgi.dediğim gibi bu insanın ne kadar bilinmeyenin peşinde olduğuyla alakalı.ben gizemleri çözmeye, bilinmeyenleri öğrenmeye çalışıyorum.hoşuma gidiyor bu.gerçeğin peşinden gitmek..
XMAN NERELERDESİN...
evet jülyetcim açıkladım.ben birilerinin keşfetmesini isterdim.ama sorun değil:)
gamzeli,ben işlerden ötürü pek ilgilenemiyorum blogla.yakında bir dönüş yapacağım:)
Yorum Gönder