12 Şubat 2006

Finiş

Merhaba, bugün aklımda önemli bir konu var. Birbirinden ayrılmayacak çok önemli 2 konudan biri: ölüm. Çevremdeki kişiler bu konuyla ilgili sürekli sorular yöneltiyorlar bana. "Bayram abi sen ölmekten korkmuyormuşsun. Aslanın ağzına başını sokuyormuşsun abi. Kurşundan kaçıyormuşsun. Depremde binayı terketmiyormuşsun abi, nedir abi bu konudaki düşüncelerin?" şeklinde konuşmalarla karşı karşıya kalıyorum. İnsanları fazla merakta bırakmamak için düşüncelerimi açıklayayım. Bilindiği üzere ölüm bu dünyadaki hayatımızın sonu. Ve bu sonu genelde düşünmek istemeyiz. Bunu da ölüm korkusu yüzünden yapıyoruz(Ben yapmıyom valla). İnsanlar ölümden neden korkarlar. Dünyada yapmak istedikleri birçok şey vardır. Yapmak isteyip de yapamadıklarını hayalleri , amaçları yüzünden dünyadan kopmaya henüz hazır değillerdir. Yapmaktan keyif aldığımız bir eylem esnasında yada beğendiğimiz bir film, program ,diziyi seyrettiğimiz sırada , bu keyfimizi yarıda kesen bir durum oluşursa canımız sıkılır,sinirimiz bozulur. "Yav niye ekmekleri hep ben alıyorum.abim neden gitmiyo?" şeklinde kükreriz. Hayatla ölüm arasında böyle bir ilişki var bence. Memnuniyetsizliğimizin boyutuyla yapmakta olduğumuz faaliyete olan düşkünlüğümüz arasında bir doğru orantı var.

Nedir peki hayattaki amacımız? Sıradan biri bir yuva kurup çocuk sahibi olmak, okula gittiğini görmek, askere yollamak , evlendirmek ve torunu kucağa almak şeklinde özetleyebilir. Gerçi bu sıradan işleri yapmak bile çok uzun alır(normal biri için tabiki.mesela 9 ayda doğum yapan yada yaptıran veyahut senede 1 yaş yaşlanan kişiler gibi). Peki daha farklı amaçları ve hayalleri olan kişiler için durum nedir? Örneğin uçak dizayn etmek, formula 1 pilotu olmak(bu benimki), veyahut 100 katlı gökdelenin tepesinden bungee-jumping yapmak gibi (Allah akıl+fikir versin). Yapmak istediklerimizin sayısı ne kadar artarsa ölümden o kadar çok korkmaya başlıyoruz. Ama nedense bunlar için çabada göstermiyoruz yada gösteremiyoruz. Ölümlü olduğumuzu fark ettikten sonra yapacaklarımız için zaman olmadığını anlamalıyız. Bu durumda madem zamanımız yok hiç uğraşmayalım abi gibi bir fikre kapılanlar, acele etmeyin. En azından bu fikre kapılmakta acele etmeyin. Eğer ölümlüysek ve ne zaman gideceğimiz belli değilse, amaçlarımız için neden bekliyoruz? Bir an önce onları gerçekleştirmek bir çaba sarf etmeye başlayalım. Ama ölümlü olduğumuzu kabul ederek. Başta sorulan sorunun cevabını şimdi veriyorum. Ben ölümlü olduğumu kabul ettim. Herkes bir gün öleceğini bilir ama bunu idrak edebilmek güçtür. Ben idrak edebildiğim için bu kadar sakinim sevgili arkadaşlar. Aldınız mı cevabınızı. Yapmak istediğim bir çok şey var ama yapmadan da gidersem sorun değil:)

Bunun verdiği rahatlıkla da İzmir deki depremler sırasında ortalığı velveleye vermeyip, arkadaşlarımı, akrabalarımı sakinleştirmeye çalıştım. Çünkü sakin olmayan şahıslar her türlü dedikoduya inanıp panik havasına anında girebilirdi. Tıpkı "öğleden sonra deprem olacakmış" iddiası gibi( sonra valilik açıkladı.saat 14:00 deki deprem ileriki bir tarihe ertelenmiş). Depremle ilgili mevzunun aslı budur. Aslanın ağzına kafa sokma mevzusu ise yalan diyorum. Ama kurşundan kaçabildiğim doğrudur. İnanmayan varsa silahıyla gelip deneme yapabilir. Kendisine kanıtlayacağım. Müracaatlar tarafıma yapılabilir.

Not: Kuru-sıkı silah sahipleri tercih sebebidir.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

"Yapmak istediğim bir çok şey var ama yapmadan da gidersem sorun değil:)"
Bu düşüncene bayıldım XMAN :) ..