Genç adam yerinden doğruldu. Kapıya doğru hareketlendi. Ayaklarında derman olmadığını farketti. Kendini zorladı yürümek için. Genç kıza doğru kafasını çevirdi. Kızın buğulu ve kızarmış gözleriyle buluştu gözleri. İçi acıdı. Çekti bakışlarını. Kapıya yaklaştı ve "Gideceğim yeri biliyorsun.Seni bekliyeceğim." diyebildi. Elini kapının koluna uzatırken genç kız titrek ve zayıf sesiyle "O kapıdan çıkarsan herşey biter" dedi. Oğlan duraksadı, eli titremeye başladı "demek buraya kadarmış" diye geçirdi içinden. 3 yıl sonra güneşli bir yaz günü bitecekti bu aşk.
Yaşadıkları canlandı zihninde. Balık tutarken ne kadar eğlendiklerini aklına geldi. Kız onunkinden daha büyük bir balık yakalamış ve bütün gün bununla da övünüp durmuştu. Balıkları pişirdikten sonra oğlan benim balığım daha lezzetliydi diye altta kalmamaya çalışmıştı. Ama şimdi kendine itiraf ediyordu. Daha lezzetli değildi. Onunla yediği her yemek bir ziyafetti. Sonra onun için kavga ettiğini hatırladı. 3 serseriden biri kıza laf atmış ve o da adamlara diklenmişti.İyi bir dayak yemiş , daha da iyi bir dayak yemesi etraftan gelenlerin müdahale etmesiyle engellenmişti. Ama bir yumruk attım diyerek sevgilisine kendini göstermek istemişti, şişmiş kaşının acısına rağmen. Evlerine dönerken hala acıyor mu diye sormuştu kız. Oğlan hayır demişti ama acıyordu. Genç kız oraya bir öpücük kondurdu bu lafın üzerine. Acısı dinmişti delikanlının. Sonra birlikte kızın bitirme tezi için 2 gün uykusuz çalıştıklarını hatırladı. 2 gün boyunca sadece ona odaklanıp kah gülerek , kah ümitsizliğe kapılarak o işi bitirmişlerdi. İşin sonunda , oğlan çalışma masasının üstüne sızmıştı yorgunluktan. Uyandığında masaya akmış salyalarını farketmişti. Acaba benden iğrenmiş midir diye düşündü bir an. Bulunduğu durumu farkendince düşüncenin anlamsızlığını anladı. Ve aynı hızla düşünce yokoldu zihninde.
Sonra kendine geldi. Odada ayakta ve kapının önündeydi. Düşüncelere dalmadan önce kendini bıraktığı yerdeydi. Genç kıza döndü : "Bununla yaşayamam.Gitmek zorundayım.Seni çok sevdim....ve seveceğim" dedi. Kapının kolunu kavradı, çevirdi. Ağırca açılan kapıdan dışarı çıktı. Sıcak hava yüzünden geçerken yakıcı bir etki bıraktı. Kapıyı kapatırken genç kızın hıçkırıklarını duydu. İçi kıyılmaya başladı. Adımlarını hızlandırdı yoksa dayanamayıp geri dönecekti. Yola çıktı yürümeye başladı. Geri dönülmez bir yolculuğa çıkmıştı ve gerisinde bir çok hatıra bırakıyordu. Hayallerini gerçekleştiremeceğinin bilincinde atıyordu adımlarını artık. Kavga bile etmeden bitmişti herşey. En büyük kavgalarını hatırladı. Bağıra çağıra tartışırlarken kız oğlana eline geçirdiği bir vazoyu fırlatmıştı. Oğlan böyle bir şeyi beklemediği için kaçamamıştı. Kafasında kırılan vazo oğlan başını yarmıştı. Başında o sızıyı hissetti ansızın. Oğlanın başından süzülen kan , alnında aşağıya inerken kavga bitmişti. Kız koşarak çocuğa sarılıp defalarca özür dilemişti. Başındaki sızı kalbine indi. Ordan tüm gövdesini kapladı. Yürümekte zorlanıyordu artık. Bir güç onu sanki yakasından çekiyor , geri dönmesi için haykırıyordu. Ne doğru dürüst bir ses duyabiliyor ne de nesneleri tanıyabiliyordu. Etrafında kapısı ve penceresi olan beton yapılar görüyordu. Yola baktı. Camları ve tekerlekleri olan hareketli metal nesneler görüyordu. Sağında solunda 2 ayaklı , 2 kollu ve bir başı olan ve onun gibi yürüyen canlılar görüyordu. Adımlarını daha da zor atar oldu. Yol bitmek bilmiyor sanki koşu bandında yürüyordu. Parkın yanında geçerken ayağına bir nesne çarptı . Durdu ve baktı . "abi topu atsana!". küçük bir çocuktan çıkmıştı be ses. 6-7 yaşlarında olduğu belliydi. Çocuğa baktı gözlerinde saflığı ve masumiyeti gördü. Vicdanı tekrar onu ele geçirdi. Vücuduna kuvvet verdi. Nesneleri tekrar görmeye başladı. Topu attıktan sonra adımlarını hızlandırdı. Yaklaştı hedefine. Diğerlerinde ayır edilebilen o yapıyı gördü. büyük harflerle "****** KARAKOLU" yazıyordu. Kapıdaki nöbetçi polis sıkıca sarıldığı otomatik silahıyla kendine güveni tam görünüyordu. Son bir kere dışarıya baktı. İçeriye girdi. Görevli memurun masasına yaklaştı. Memurla gözgöze geldi. O anda içinde fırtınalar kopmaya başladı.Zihninde şimşekler çakmaya başladı. Vücudu ısınmaya , titremeye başladı. Terliyordu ve nabzı hızlanıyordu. "Buyrun " dedi memur. Genç adam gözlerini aşağıya indirdi ve yavaşça "**/**/**** tarihinde *****'de işlenen cinayetin faili...Benim" diyebildi. Rahatladı birden, eli ayağı boşaldı. Vicdanı ona doğru olanı yaptığını söyledi. Derin bir nefes aldı ve hayalleriyle vedalaştı....
1 yorum:
Bu yazı gerçekten çok içten olmuş, tebrik ederim XMAN...Devamını bekliyoruz, zira bu cinayet niçin işlendi merak etmekteyiz...
Yorum Gönder