
Ölümün provası uyku. Bilinç dışı bir an, yaşamla ölüm arasındaki o şekilsiz köprü. İnsan uykudayken otomatik pilota alınmış uçak gibidir. Uçmaya devam eder ama beyniyle değil. O sırada bilinçaltının bizim için hazırladığı vizyon filmlerini seyretmekteyizdir. Ne olduğuna anlam veremediğimiz ilginç sohbetler, kendimizden duymaya çok şaşıracağımız bilgiler, farklı kişiler ve farklı olaylar. Sanırım uyku sırasında bünye sıkılmasın diye izlettirilen bir eğlence programı gibi bişeydir. Ne kadar izlesekde sıkılmayız. Garip rüyalarımdan favori olanı, ingilizce olarak gördüğüm rüyadır. Altyazısız bir rüyaydı. Anlamakta sorun yaşamamıştım.
Rüya sırasında beyin kişiye sanal bir gerçeklik sağlar. Ve rüyayı gerçek dünyada yaşıyormuşcasına hissederiz. Bu bazı açılardan sorun yaşatsa da bazende mükemmel bir hayal dünyasına yelken açarak kişiyi uyanmak istemeyeceği maceralara sürükler. Kimi zaman yüksek bir yerden düşüyoruzdur ve hiçbirşey yapamayız. Kimi zamanda gökyüzüne yükselip bulutlar üzerinde yolculuk yaparız. Rüyalar ülkesini her ziyaretimizde farklı bir yeri gezer görürüz. Tek kötü tarafı sabah olup da uyanınca bakarsın ki herşey rüyaymış. Sen hala aynı sen, etrafındaki herşey aynı. Aynı tas aynı hamam aynı tellak.
Herkese iyi uykular. Zira uykuya direnmenin ya da uyuyamamanın cezası ertesi gün zombi formunda dolaşmaktır.
6 yorum:
yaa güzel yazmışsında benim tüylerim diken diken oldu :(
üzüldüm şimdi.zombi kısmımı etkiledi:)
yaa ölüm falan demişsin yaa ondan :))
aslında uykuyu ölüme benzetirsek, uykudan uyanışıda dirilişe ,yeniden doğuşa benzetebiliriz.bak güzel bir taraf bulduk:))şimdi daha iyisin dimi:)
AYY EVET ŞİMDİ KENDİME GELDİM :))
sevindim:)yazımı okuyan birinin kendini kötü hissetmesini istemem.
Yorum Gönder